deneme bonusu veren siteler deneme bonus deneme bonusu veren siteler betpark süperbetin giriş betebet bets10 Matadorbet vdcasino tipobet giriş superbetin giriş onwin giriş deneme bonusu veren siteler onwin grandpashabet giriş grandpashabet giriş

Psikoloji Temalı Diziler Psikolojimizi Nasıl Etkiliyor?

SAĞLIK 29.05.2021 - 12:08, Güncelleme: 17.09.2022 - 09:12 2251+ kez okundu.
 

Psikoloji Temalı Diziler Psikolojimizi Nasıl Etkiliyor?

Doç. Dr. Feride Zeynep Güder, pandemi sürecinde öne çıkan psikolojik diziler Masumlar Apartmanı ve Kırmızı Oda’nın izleyiciler üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Doç. Dr. Feride Zeynep Güder, bu dizilerin pandemi koşullarıyla birleşince birçok izleyiciye ağır geldiğini belirterek eleştirilerin bir nedeninin de ‘dram pornosu’ niteliğindeki anlatım olduğuna dikkat çekti.
Doç. Dr. Feride Zeynep Güder, pandemi döneminin kaotik yapısı dolayısıyla izleyicilerin psikoloji temalı dizilere ilgi duyduğunu belirterek “Masumlar Apartmanı ve Kırmızı Oda gibi diziler birkaç bölüm izlendiğinde yeni bir tema barındırması dolayısıyla izlenebilir özellikteydi fakat pandemi koşullarında insanların psikolojisi her zamankinden daha fazla yıprandı ve dolayısıyla bu temadaki dizileri izleyebilmek birçok kişiye ağır geldi. Kullanımlar ve Doyumlar teorisini baz alırsak, insanlar günlük hayattaki problemlerinden kaçmak için televizyonu ya da interneti kullanıyorlar fakat önlerine çıkan bu tip ağır ve duygusal travma içerikli eserler birçok kişinin psikolojisi için tetikleyici olabilir.” diye konuştu.   Doç. Dr. Feride Zeynep Güder: “Dizilerde hikayelerin aktarımı zorlayıcı oluyor”   Doç. Dr. Feride Zeynep Güder, psikoloji temalı dizilerin bu yönüyle psikologlar ve izleyiciler tarafından özellikle sosyal medyada eleştirilere maruz kaldığını hatırlatarak “Gülseren Budayıcıoğlu’nun yapmaya çalıştığı şeyi hepimiz anlıyoruz. Kendi deneyimlerini ve hastalarının hikayelerini isim vermeden paylaşarak insanlara öykü anlatıyor, alt metinde tavsiye vermek istiyor fakat dizilerde kullanılan çekim teknikleri, çok yakın yüz ve mimiklere odaklanan kamera odakları, karamsal renk skalası ve genel anlamda hikayenin aktarımı insanların psikolojisini zorlayabilecek bir nitelikte. Bütün bunlar zaten disiplin toplumuna ait alt yapıların ve pandemi dolayısı ile biyo politik baskıların daha da arttığı bu gibi dönemlerde bunaltıcı olmakta.” dedi.   Doç. Dr. Feride Zeynep Güder: “Eleştirilerin bir nedeni de ‘dram pornosu’ niteliğindeki anlatım”   Bu dizilerin kullandığı dramatik dilin de eleştirildiğini kaydeden Doç. Dr. Feride Zeynep Güder, “Disiplin toplumu insanları bir korku içerisinde yaşatmak üzere sınırlar, disiplin toplumu çerçevesinde popüler medya içerikleri arasında bağlantı kurulabilir. Sosyal medyada bu temadaki dizilerin eleştirilmesinin nedenlerinden biri de ‘dram pornosu’ niteliğinde bir anlatıma sahip olmasıdır. Kişisel trajedilerin çok yoğun bir şekilde izleyiciye aktarılması toplumsal veya bireysel olarak normalde yaşanan dramatik olayların boyutunu değiştirme ihtimali çok yüksek. Halbuki bu dönemde mizahı kullanan içeriklerin olması duygusal olarak daha güçlendirici bir etkiye sahip olabilirdi. ” diye konuştu.   Kriz dönemlerinde YouTube içerikleri değişti   Sempozyumun ikinci gününde “Pandemi ve Sosyal Medya” başlıklı bir başka oturumda ise pandemi sürecinde kullanımı daha da artan sosyal medya uygulamaları ve hayatımızdaki etkileri konuşuldu.   Covid-19 ve komplo teorileriyle ilgili içerikler dikkat çekti   Üsküdar Üniversitesi’nden Araştırma Görevlisi Neslihan Bulur ve Araştırma Görevlisi M. Emin Fidan, “Covid-19 Pandemisinde YouTube’un Toplumsal Etkisi Üzerinde Bir Araştırma” başlıklı sunumlarında sosyal medya ile toplumun kesiştiği noktaları ve sosyal medyanın yeni bir gündem oluşturma özelliklerine vurgu yaptı. Araştırma Görevlisi Neslihan Bulur, Covid-19 pandemisinde Youtube’daki içeriklerin gündeme yönelik değiştiğini söyledi. Pandemi döneminde virüsle ilgili çekilen komplo teorileri temalı video üreten kanalları ve aldıkları yorumları analiz eden Araştırma Görevlisi Neslihan Bulur, “Videoların altındaki yorumlar konudan bağımsız olarak ülke gündemi ile ilgili söylemler barındırıyor ve videodaki kişinin sunum tarzına yönelik yorumları öne çıkıyor.” dedi.   Pandemi literatüre yeni kavramlar kattı   İletişim literatürüne yeni giren bir kavram olan “Sosyal Medya Yorgunluğu” üzerine Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Eda Turancı, “Sosyal medya bağımlılığı ile sosyal medya yorgunluğu arasında bir bağlantı bulunuyor, insanlardaki sosyal medya kullanımı pandemide azalsa da sosyal medyanın iş ve öğretim gibi zorunlu kullanımı arttıkça sosyal medya yorgunluğu da artıyor” dedi.    Ünlülerin sosyal medya paylaşımları ne söylüyor?   Çukurova Üniversitesi’nden Doç. Dr. Zeynep Özarslan ve İstanbul Rumeli Üniversitesi’nden Araştırma Görevlisi Aylin Berna Zamandar Başoğlu ise pandemi döneminde ünlülerin sosyal medya paylaşımları ve izler-kitle üzerine düzenledikleri araştırmanın bulgularını paylaştı.
Doç. Dr. Feride Zeynep Güder, pandemi sürecinde öne çıkan psikolojik diziler Masumlar Apartmanı ve Kırmızı Oda’nın izleyiciler üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Doç. Dr. Feride Zeynep Güder, bu dizilerin pandemi koşullarıyla birleşince birçok izleyiciye ağır geldiğini belirterek eleştirilerin bir nedeninin de ‘dram pornosu’ niteliğindeki anlatım olduğuna dikkat çekti.

Doç. Dr. Feride Zeynep Güder, pandemi döneminin kaotik yapısı dolayısıyla izleyicilerin psikoloji temalı dizilere ilgi duyduğunu belirterek “Masumlar Apartmanı ve Kırmızı Oda gibi diziler birkaç bölüm izlendiğinde yeni bir tema barındırması dolayısıyla izlenebilir özellikteydi fakat pandemi koşullarında insanların psikolojisi her zamankinden daha fazla yıprandı ve dolayısıyla bu temadaki dizileri izleyebilmek birçok kişiye ağır geldi. Kullanımlar ve Doyumlar teorisini baz alırsak, insanlar günlük hayattaki problemlerinden kaçmak için televizyonu ya da interneti kullanıyorlar fakat önlerine çıkan bu tip ağır ve duygusal travma içerikli eserler birçok kişinin psikolojisi için tetikleyici olabilir.” diye konuştu.

 

Doç. Dr. Feride Zeynep Güder: “Dizilerde hikayelerin aktarımı zorlayıcı oluyor”

 

Doç. Dr. Feride Zeynep Güder, psikoloji temalı dizilerin bu yönüyle psikologlar ve izleyiciler tarafından özellikle sosyal medyada eleştirilere maruz kaldığını hatırlatarak “Gülseren Budayıcıoğlu’nun yapmaya çalıştığı şeyi hepimiz anlıyoruz. Kendi deneyimlerini ve hastalarının hikayelerini isim vermeden paylaşarak insanlara öykü anlatıyor, alt metinde tavsiye vermek istiyor fakat dizilerde kullanılan çekim teknikleri, çok yakın yüz ve mimiklere odaklanan kamera odakları, karamsal renk skalası ve genel anlamda hikayenin aktarımı insanların psikolojisini zorlayabilecek bir nitelikte. Bütün bunlar zaten disiplin toplumuna ait alt yapıların ve pandemi dolayısı ile biyo politik baskıların daha da arttığı bu gibi dönemlerde bunaltıcı olmakta.” dedi.

 

Doç. Dr. Feride Zeynep Güder: “Eleştirilerin bir nedeni de ‘dram pornosu’ niteliğindeki anlatım”

 

Bu dizilerin kullandığı dramatik dilin de eleştirildiğini kaydeden Doç. Dr. Feride Zeynep Güder, “Disiplin toplumu insanları bir korku içerisinde yaşatmak üzere sınırlar, disiplin toplumu çerçevesinde popüler medya içerikleri arasında bağlantı kurulabilir. Sosyal medyada bu temadaki dizilerin eleştirilmesinin nedenlerinden biri de ‘dram pornosu’ niteliğinde bir anlatıma sahip olmasıdır. Kişisel trajedilerin çok yoğun bir şekilde izleyiciye aktarılması toplumsal veya bireysel olarak normalde yaşanan dramatik olayların boyutunu değiştirme ihtimali çok yüksek. Halbuki bu dönemde mizahı kullanan içeriklerin olması duygusal olarak daha güçlendirici bir etkiye sahip olabilirdi. ” diye konuştu.

 

Kriz dönemlerinde YouTube içerikleri değişti

 

Sempozyumun ikinci gününde “Pandemi ve Sosyal Medya” başlıklı bir başka oturumda ise pandemi sürecinde kullanımı daha da artan sosyal medya uygulamaları ve hayatımızdaki etkileri konuşuldu.

 

Covid-19 ve komplo teorileriyle ilgili içerikler dikkat çekti

 

Üsküdar Üniversitesi’nden Araştırma Görevlisi Neslihan Bulur ve Araştırma Görevlisi M. Emin Fidan, “Covid-19 Pandemisinde YouTube’un Toplumsal Etkisi Üzerinde Bir Araştırma” başlıklı sunumlarında sosyal medya ile toplumun kesiştiği noktaları ve sosyal medyanın yeni bir gündem oluşturma özelliklerine vurgu yaptı. Araştırma Görevlisi Neslihan Bulur, Covid-19 pandemisinde Youtube’daki içeriklerin gündeme yönelik değiştiğini söyledi. Pandemi döneminde virüsle ilgili çekilen komplo teorileri temalı video üreten kanalları ve aldıkları yorumları analiz eden Araştırma Görevlisi Neslihan Bulur, “Videoların altındaki yorumlar konudan bağımsız olarak ülke gündemi ile ilgili söylemler barındırıyor ve videodaki kişinin sunum tarzına yönelik yorumları öne çıkıyor.” dedi.

 

Pandemi literatüre yeni kavramlar kattı

 

İletişim literatürüne yeni giren bir kavram olan “Sosyal Medya Yorgunluğu” üzerine Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Eda Turancı, “Sosyal medya bağımlılığı ile sosyal medya yorgunluğu arasında bir bağlantı bulunuyor, insanlardaki sosyal medya kullanımı pandemide azalsa da sosyal medyanın iş ve öğretim gibi zorunlu kullanımı arttıkça sosyal medya yorgunluğu da artıyor” dedi. 

 

Ünlülerin sosyal medya paylaşımları ne söylüyor?

 

Çukurova Üniversitesi’nden Doç. Dr. Zeynep Özarslan ve İstanbul Rumeli Üniversitesi’nden Araştırma Görevlisi Aylin Berna Zamandar Başoğlu ise pandemi döneminde ünlülerin sosyal medya paylaşımları ve izler-kitle üzerine düzenledikleri araştırmanın bulgularını paylaştı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve misyonhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.